3 Haziran 2010 Perşembe

PARLAMADAN

Gidebilecekken ötelere –kim bilebilir ötenin de ötesini - daha kırılmamışken kolun bacağın, durmak ama dinlenmemek niye? Baktığın ufuklar ayaklarının dibinde bitiyorsa bilmiyorsundur bile öteleri. Kendi etrafında dönen ışıksız bir pervane, ölüm denilen sona tek başına gidiyor. Çünkü diğerleri ışığın olduğu ötelerde parladıktan sonra ölecek. Uyu güzelce, artık düşünmeden, beklemeden, ışığı bilmeden uyu. Sabahları boşver, değiştirmediler ömrünü. Belki bu kez bir düşe dalmaz, bir düşe varırsın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder